Sponsorlu Bağlantılar
Kanserin birçok sebebi vardır. Farklı kanser mikropları vardır. Kanser; Hücrelerin mikroplar tarafından öldürülmesi değil, hücrelerin aşırı gelişip, çoğalması ve hücrenin görevini yerine getiremez konuma gelmesidir.
Yeryüzünde ne varsa insan vücudunda da vardır. Dünyanın 2/3’ü su, İnsan vücudunun da 2/3’ü sudur. Bütün mineraller az çok vücudumuza lazım. Yeryüzündeki madenler içinde kalsiyumun oranı nedir bilmiyoruz. Bir araştırma yapılsa (her yer mermer taşı, kireç taşı) belki en fazla maden kalsiyumdur. Vücudumuzda bulunan en fazla mineral kalsiyumdur. Vücudumuzda yaklaşık 3 kg mineral var, yeryüzünde az bulunan gümüş, iyon olarak beynimizin çalışmasını sağlar. Her minerali az yada çok almalıyız.
Helal dairesi çok geniş olmasına rağmen, günümüz de bu daire, bilimin ilerlemesi ile çok daraltılmıştır. Tarım, Hayvancılık ve gıda sanayinin belirli başlı mineral, vitamin ve protein ekseninde cereyan etmesiyle kısır bir döngü oluşturulmuştur.
Başka bir ifade ile, tarım gübreleri azot, nitrat v.s. den oluşuyor. Sütte; Protein, az yağ, kalsiyum, fosfor, A,D.C vitaminleri az miktarda, bakır, demir, kobalt, manganez ve nikel vardır. Yumurtada da hemen hemen bunlar vardır. Süt yemine de bunlar katılıyor, tavuk yemine de. Açık besi ve merada otlatma olmadığı için tarımda aynı hayvancılıkta aynı şeyleri içeriyor. Vücudumuz 10-20-50 adet maddeyle besleniyor. Bunlar aşırı büyültücü maddelerdir. Vücut büyüme evresini tamamlayınca, hücreler anormal
gelişmeye, çoğalmaya başlıyor ve kanser oluşuyor.
Bunlardan daha vahimi; Meyve ve sebzelere, salkım büyütücü meyve, sebze irileştirici hormonların atılması, tavuk ve sığırlara suni gıdaların enjekte ve yem yoluyla verilmesi kansere gel çağrısından başka bir şey değildir.
Yerli tohumları beğenmeyip ithal hibrit tohumlarla meyve ve sebze üretmek, bu tohumları altından daha pahalıya almak parayla kanser ithal etmek demektir.
Tahini, pekmezi ve balı beğenmeyip çikolata yemek ayranı, sütü, meyve sularını beğenmeyip asitli içecekler içmek T.V. reklamıyla kanser olmak demektir.
ODTÜ Kimya Bölümü’nde doçentlik yapmış, Kanada ve ABD’ de bulunmuş bir bilim adamı olayı çok yalın açıkladı. “Doğada serbest olarak bulunmayan
her şey kanserojendir. Laplı deterjanlar, gıda koruyucuları ve suni elbiseler hep kanserojendir.
Sponsorlu Bağlantılar
Fast foodlar, hamburgerler, lahmacunlar, kabızlık yapıcı gıdalar, aşırı ve tıka basa yemek yemek, stres, sigara, alkol ve kötü alışkanlıklar, diş sağlığı ve temizliğine özen göstermeme, bozuk gıdalar hep kansere davetiyedir.
Meyve ve sebzelere atılan kimyasal zehirlerin bazısı, yağmurla ve yıkamakla yok olmaz, meyve ve sebzeye nüfuz eder, bu zehirler de kanserojendir. Köylerde, nitratlı ve mikroplu suların içilmesi çeşitli hastalıklara, böbrek taşına ve kansere yol açmaktadır.
Sulak tarım arazilerine nitratlı ve diğer kimyasal gübreler kesinlikle atılmamalıdır. Nitrat, buğdayın sapından buğdaya ve una ekmeğe geçmektedir.
Doğal gübreye dönülmelidir. Bilim adamları, buluşlarını, bilimlerini insan sağlığını korumaya yönelik yapmalıdır. Unutmasınlar ki; Yaptıkları şeyi kendileri, çocukları, anneleri, babaları, teyzeleri ve tüm tanıdıkları kullanacak yada yiyecektir.
Resulullah (s.a.v) Efendimiz Mekke’den Medine’ye Hicret ettiklerinde, Medine’de Buhtan Vadisi’nde, Baki-ül Garkad kabristanlığının olduğu yerde, Mekke-Medine arasında Humm gölcüğü vardı. Bu gölcük ve bataklıkların suları pis ve acımıştı. Sıtma
(Medine Humması) ve bulaşıcı hastalıklar kol geziyordu, Medineliler genç yaşta ölüyordu. Resülüllah (s.a.v) Efendimiz bu bataklıklıkların kurutulmasını teşvik etmiş ve bataklıklar kurutulunca, Medine ferah ve yeşillik bir şehir olmuştur.
Sponsorlu Bağlantılar
Dünyamızı da kendi ellerimizle bataklık hale getirdik. Ozon tabakasını yavaş yavaş deliyoruz. Eksoz gazı ve bacalardan tüten zehirli dumanlarla soluduğumuz havayı, çok ve kolay kazanma hırsı ile (köylüler dahil) yediklerimizi hep kanser yapıcı yaptık. Bunlar değişmedikçe, dünya topyekün değişmedikçe kanserin ilacı bulunsa bile fazla işe yaramaz.
Kanserden korunmak için vücuttaki toksin maddeleri atıcı, bağışıklık sistemini kuvvetlendirici, anti-kanserojen çörek otundan günde 4 gram (öğütülmüş olarak) yemek faydalıdır.
Hazreti Ali (R.a); “Çok yemekten sakınınız! (Özellikle aksam yemeği) Zira çok yemek bedenin sağlığını bozar. Gece istirahatini ortadan kaldırır.” Buyurarak kansere ve hastalıklara karşı kalıcı bir formül önermiştir.
Bakara Suresi 168. Ayet-i Kerimesi bizi kanserden koruyacak formülü açıklıyor.
“Ey insanlar yeryüzünde bulunan gıdaların güzel ve temiz olanlarından yiyin. Şeytanın peşine düşmeyin. “Kuran-1 Kerim”
Sponsorlu Bağlantılar
(Çünkü şeytan kötülükleri emreder, hormon kat iyi para kazanırsın v.s diye vesvese verir)
Sponsorlu Bağlantılar