Türlerin yeryüzündeki dağılımını araştıran bilim dalı biyocoğrafyadır. Bu bilim dalında yapılan çalışmalar evrimle ilgili ilginç sonuçlar ortaya koymuştur. Kıtaları yakın olan adalar incelendiğinde bu ortamlara özel başka yerde bulunmayan hayvan ve bitki türlerinin yaşadığı görülür. Ancak türler adaya yakın olan diğer adalarda veya kıtada yaşayan bitki ve hayvan türlerine çok yakın benzerlikler gösterirler bu durum akla bazı soruları getirmektedir.
Neden birbirine çevre şartları bakımından yakın olan bu iki adada çok yakın benzerlik gösteren türler bulunmakta ve üstelik bu türler adalara yakın olan ancak çeviri şartları oldukça farklı olan komşu kıtada yaşayan bitki ve hayvan türleri ile taksonomik olarak yakın bir ilişki göstermektedir? Neden Güney Amerika’nın tropik hayvan türleri Afrika’nın tropik hayvanlarından çok Güney Amerika’nın Çöllerinde yaşayan hayvan türlerine benzemektedir? Neden Avustralya kıtası çok sayıda çeşitli keseli hayvan türlerini barındırmakta buna karşılık bu kıtada plasentalı memeliler türleri çok az bulunmaktadır? Bunun sebebi herhalde bu kıtanın plasentalı hayvanlar için uygun bir ortam olmaması değildir. Böyle olmadığını insanlar tarafından Avustralya’ya götürülen tavşanların kısa sürede üreyerek büyük problem olması açıkça göstermektedir. Bunun yerine Avustralya’nın keseli memelilerinin atalarının yaşadığı diğer kıtalardan ayrılarak kendi özel faunası ile izole bir şekilde evrimleştiği düşünmek daha mantıklıdır.
Coğrafik yayılışları göz önünde bulundurulduğunda bazı türlerin geniş bir dağılım içinde ara formlarla süreklilik gösterdikleri ve dağılımlarının bir halka oluşturduğu görülür. Böyle türleri halka türler adı verilir. Bu türlerde halkanın birçok yerinde genellikle tek bir tür bulunurken uçlarının birleştiği noktalarda iki farklı tür bulunmaktadır.